Cinlerin define ve altınları sahiplendiği konusunda hemen hemen her definecinin başına gelen veya duyduğu bir olay vardır. Kimisi “Tam kazarken yer gök inledi, şimşekler çaktı!” der. Kimisi “Çubuklarımız, dedektörlerimiz defineyi çekiyor ama tam kazarken cinler definenin yerini değiştiriyor!” der. Bunlar gibi bir çok olayı çoğumuz duymuşuzdur, belki de yaşamışızdır. Ancak hiç kimse bu anlatılanların gerçek olup olmadığı konusunda kesin birşey söyleyemez.
Öncelikle şunu kesinlikle bilmemiz gerekiyor. Cinlerin varlığı Kutsal Kitabımız Kuran-ı Kerim’de açık ve net olarak bildirilmektedir. Bu yüzden cinlerin var olduğuna kesinlikle inanmalıyız. Ancak sadece onların var olduğunu bilmeniz yeterli. Sürekli aklınızı onlarla meşgul etmeniz size ve yaptığınız işe zarar verecektir. İşiniz sürekli ters gidecektir. Aksilikler eksik olmayacaktır. Her aksiliği de aklınızda cinler olduğu için onlara yoracaksınız.
Define Ararken Cinlerden Nasıl Korunabiliriz?
Define bulma, altın bulma işleri tamamen nasip kısmet işidir. Eğer bir yerlerde nasibiniz varsa ve Allahü Teala sizi define ile nasiplendirmişse buna cinlerde dahil olmak üzere kimse engel olamaz. Bu konuyu define aramalarınızda kesinlikle aklınızdan çıkarmayın.
İnsan beyni çok karmaşık yapıdadır ve sürekli size oyunlar oynar. Siz define kazı sırasında cinleri vb. olayları tamamen kafanızdan çıkarmak istesenizde aklınızın bir köşesinde durur ve sürekli içinizi kemirir. Bu düşüncelere kapılmanız gayet doğal. Hele birde gece ve ortalık zifiri karanlıksa. Aklınıza cinler geldiğinde hiç panik yapmayın. Sadece Allahü Teala’ya sığının. Sürekli olarak Felak ve Nas surelerini okuyun. İçinizin rahatladığını hissedeceksiniz. (Felak ve Nas surelerinin anlamlarını konunun sonunda bulabilirsiniz.)
Sonuç olarak defineye veya aradığınız altınlara ulaşamazsanız bunu kesinlikle cinlere yada insan üstü varlıklara bağlamayın. Nasip değilmiş diye düşünün. Allahü Teala sizi defineyle buluşturmak isterse, öyle olmayacak bir şekilde bulursunuz ki siz bile inanamazsınız. Cinlerin defineyi sahiplenmesi konulu yazımı tarihimizden bir sözle bitirmek istiyorum. “Vermeyince Ma’but, neylesin Sultan Mahmut.”
Felak Suresi : “De ki : Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöken gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen nefeslerin şerrinden, hasedini açıklayan ve hasediyle hareket eden hasetçinin şerrinden, sabahın Rabbine sığınırım.”
Nas Suresi : “De ki : Gerek cinden ve gerekse insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden in¬sanların Rabbi, yegâne halikı, mâliki ve mâ’budu olan Allah’a sığınırım.”
<< Geri dönerek diğer yazılarımızı okumak için burayı tıklayın…
